GÜNEŞE DÖNEN AYÇİÇEKLERİ
Fransa’ya hiç gitmedim. Hiç o tercihi yapmadım
henüz. Her zaman Fransa’dan daha önce görmek istediğim, gezmek istediğim yerler
oldu tercihlerimde. Ama Fransa’yı bilirim. Tarihini, savaşlarını, ihtilalini,
hikayelerini, yollarını, dağlarını tepelerini, bağlarını bilirim. Petit Beurre
bisküvilerinin yapıldığı Nantes şehrini ve bisküvilerin hikayesini de bilirim,
Roubaix velodromundaki taştan yapılma duşların da. Alpleri de bilirim,
Champs-Elysées meydanındaki taşlı yolları da. Hepsi senede bir kez, her Temmuz
ayında koşulan ve dünyanın en prestijli organizasyonlarından biri olarak
görülen Tour de France sayesinde.
Tour de France bizlere turizm
reklamının mafya dizilerinde oynayan ve iki kelimeyi bir araya getirip, sonuna
yüklem başına özne ekleyip onu bir cümle haline sokamayan adamları vatandaş
yapıp, bir de üstüne Kültür Ateşesi ilan etmenin saçmalığını da gösterir.
Turizmi cezbedici kılanın kültür, tarih ve sosyo-kültürel ahlakın olduğunu,
buna bir de sporu eklediğinizde tadından yenmediğini anlatır.
Tour’un bu sene 106. Edisyonu yapılıyor. 106 yıl,
dile kolay. Bu arada 1940-46 seneleri arasında savaş dolayısıyla 7 kez
yapılamadığını da belirtelim. Tour’un geçmişine ve tarihine dair hikayeler ve
yazılar birkaç sayfaya sığacak gibi değil, kitaplar yazılır aslında. Anıtsal
bir kimlik kazanmış, kendi kahramanlarını, efsanelerini ve hikayelerini
kazanmış bir sosyolojisi var yarışın ne de olsa. O nedenle bu seneki Tour
hakkında konuşarak toparlamak istiyorum yazıyı.
106. Tour de France bu sene Belçika’nın başkenti
Brüksel’de 6 Temmuz Cumartesi günü başlayacak ve ilk 2 etap Belçika’da
koşulacak. Bunun sebebi Tour’u kariyerinde 5 kez kazanmayı başarmış 4 isimden
biri olan, “Yamyam” lakaplı Belçika’lı bisikletçi Eddy Merckx’in ilk sarı
mayosunun üstünden 50 yıl geçmesi. Diğer isimler Jacques Antequil, Miguel
Indurain ve Bernard Hinault.
İlk iki etap sonrası Fransa topraklarına adım atacak
pelotonu 3 hafta süresince çok ama çok zorlu etaplar bekliyor olacak. “Son 10
senenin en zor Tour parkuru” olarak adlandırılan 2019 için favori isimlerin
sayısı da bir hayli fazla. Bunun en büyük sebebi ise yarışı kariyerinde 4 kez
kazanmış olan ve 5. Galibiyeti alıp bahsettiğimiz şöhretler kulübüne girmek
için hazırlıklarını tamamlayan Chris Froome’un geçen haftalarda koşulan
Criterium du Dauphine yarışında, etap öncesi antreman sırasında duvara
çakılması ile sezonu kapatması olarak gösterebiliriz. Froome 60 km/s hız ile
duvara çarpması ile leğen kemiği, kaburga ve bacak kemiğini kırarken,
omurilikte, dirsekte ve boynunda da hasarlar oluştu. Ünlü sürücü 2019 senesini
kapatmış gözüküyor.
Froome’un yarışa katılamaması, INEOS (eski adı ile
SKY) takım arkadaşı ve 2018 Tour de France şampiyonu Geraint Thomas’ın da bir
başka yarışta geçirdiği kaza ile yarış dışı kalıp formunu bulamaması, yine son
2 sezonun Tour ikincisi Sunweb’den Tom Dumoulin’in Giro’da yaşadığı kazadan
sonra toparlayamayınca yarış kadrosundan ayrılması gibi etkenler, rakiplerinin
iştahını kabartmış durumda. Genel klasman adaylarına bakacak olursak;
Astana - Jakob Fuglsang
AG2R - Romain Bardet
Groupama-FDJ - Thibaut Pinot
Movistar – Nairo Quintana &
Mikel Landa
Jumbo-Visma – Steven Kruijswijk
Bahrain-Merida – Vincenzo Nibali
EF Education First – Rigoberto
Uran
Mitchelton- Scott – Yates
Kardeşler
TREK-Segafredo – Richie Porte
Team INEOS – Geraint Thomas &
Egan Bernal
Yukarıda bahsedilen isimler ile Genel Klasman yarışı
çok çetin geçeceğe benziyor. 2 ay önce Giro’nun yanan, alev almış halinin
tadını alan bizler bu Tour’dan da aynı etkiyi bekliyoruz ve Froome’un olmadığı
bir yarışın da beklentileri karşılama şansı oldukça yüksek gibi duruyor.
Bahsettiğimiz isimler arasında benim gözüme çarpan 3
isim mevcut. Bunlardan ilki yarışlara her zaman yüksek form grafiği ile gelen
fakat yarışın çok kritik bir bölümünde kaybettiği süreleri toparlayamayan
Thibaut Pinot. Fransızların yıllardır beklediği Tour şampiyonluğu için Pinot “o
sene bu sene” derse, yarışı kazanma şansı oldukça yüksek.
Bir diğer isim ise Egan Bernal. Kolombiyalıların
wonderkid’i sayılan Bernal, aslında Giro’da takımın lideri olacaktı ama
antremanda yaşadığı kaza sonrası köprücük kemiğini kırınca Tour’a katılması
uygun görüldü. Froome’un denklemden çıkması ile birlikte bir anda kendisini
ortak liderlerden biri olarak bulan Kolombiyalı buraya İsviçre Turu’nu
kazanarak geliyor. 1997 doğumlu, 22 yaşındaki sporcu için çok büyük bir sınav.
Haftalık turlardaki enerjisini zorlu bir 3 haftaya yayabilecek mi, işte orası
büyük bir soru işareti.
Son olarak benim sarı mayo adına en şanslı bulduğum
isim ise Astana’dan Jakob Fuglsang. Geçtiğimiz sezon kapanma noktasına gelen
takım bu sezon tam tamına 10 haftalık yarış genel klasman galibiyetleri var ve
sezon sonuna kadar sadece 1 genel klasman daha almaları durumunda Radioschack
(2011), BMC (2017) ve Sky (2018) takımlarının ortak olarak ellerinde
bulundurdukları “Bir sezonda en fazla Genel Klasman zaferi” rekorunu da
geçmiş olacaklar.
Fuglsang ise bu zaferlerin iki tanesinde başrolde
olurken (Vuelta a Andalucia Ruta Ciclista Del Sol ve Critérium du Dauphiné) bunlara
ek olarak da Liege-Bastonne-Liege gibi anıtsal klasiklerden (tek günlük yarış)
birini kazanmayı başardı.
34 yaşındaki bisikletçi bu sezon katıldığı 5 tane
haftalık yarışlarda sırası il 6.,1.,3.,4. ve 1. Olurken, klasik yani tek günlük
yarışlarda ise 2,3,2 ve 1. sıralarda yer alarak inanılmaz bir başarı sergiledi.
Fuglsang için de o sene bu sene olabilir. Tek dezavantajı sezonu çok çok erken
açması ve form olarak tepede yer aldığı noktayı geçmiş olma ihtimalinin
bulunması.
Kendi adıma yarışta takip etmeniz gereken isimleri
sıralamaya çalışırken, son olara da hangi etapların bizleri beklediğini
söyleyelim. Yarış parkurunda geçmiş senelerde olduğu gibi genel klasmana direkt
etki edebilecek 2 veya 3 değil de 10’a yakın etap olduğundan bahsediliyor. Buna
ek olarak da 4-5 etabın da sürprizlere açık olduğundan bahsediliyor.
Col du Tourmalet – 14. Etap
Col d’Izoard & Col du
Galibier – 18. Etap
Col de l’Iseran – 19. Etap
Val Thorens – 20. Etap
Bu etaplarda minimum 1 saat
boyunca sadece tırmanma izleyeceğiz. 3 gün üst üste (Etap 18-19-20) toplamda 7
kez 2000 metre irtifa üzerine çıkacağız, ki bu da sürücüler için çok zorlayıcı
olacak.
Bu tırmanışlar gerçekten epik hikayelere ve
görüntülere sahip olan, tırmananların bir nevi içsel bir yolculuk yaşadığı ve
acıların tam bir dönüşüme neden olduğu profillere sahip. İşte bu nedendendir ki
bu etaplarda evinizde olmanız ve biranızı yudumlarken başkalarının acı
çekmesini izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum...
Sahi ingilizcede adı “sunflower”
yani güneş çiçeği olan bir bitkinin Türkçesini neden “ayçiçeği” diye
çevirmişlerdir acaba?
Yorumlar
Yorum Gönder